Müslüman: İyi İnsan

İslami eğitimin yetiştirmeyi hedeflediği Müslüman, iyi insandır; dolayısıyla, iyi vatandaştır. İslam, eğitim sürecinde bireyin yaratılıştan sahip olduğu insani potansiyelin bir bütün olarak geliştirilmesini öngörür. Bedeniyle, ruhuyla, aklıyla, duygularıyla bütün olarak geliştikçe insanlaşma düzeyi yükselir. Birey, insani yetilerini geliştirdiği oranda varlık dünyasını, kendi varlığını, hayatı daha iyi anlam(landırm)a gücünü edinir. Anlama kapasitesi geliştiği nispette, İslam’ın mesajını daha doğru anlayabilir ve onu hayatına yansıtabilir. İslam ile buluştuğu oranda da gelişir. Böylece iyi Müslüman olma süreci, iyi insan olma süreciyle özdeşleşir. Bu özdeşleşme gerçekleşmiyorsa, İslam ve onun eğitim anlayışı doğru anlaşılmamış demektir.

Kur’an, Müslüman tipolojisini şöyle çerçevelendirir: “İman eden ve salih amel işleyen kişi.” Kur’an, baştan sona sık sık bu ifadeyi tekrarlar (Mesela bkz. Bakara suresi, 2: 25,82,277) İman, körü körüne bir inanç iddiası değildir, bilinçle gerçekleştirilen bir işlemdir, taklidi değil, tahkîkî iman. İslam eğitiminin kılavuzluğunda birey, alın teriyle bu imanı oluşturup geliştirirken, kendi varlığını inşa eder, onu geliştirir. Yani, imanı, bir var olma meselesi olarak algılar.  İmanı, tutum ve davranışlarını belirleyici rol oynar. Dolayısıyla o kolay kolay imanıyla çelişen tutum ve davranışlar sergileyemez. Hasbelkader imanıyla çelişen bir davranışta bulunursa, dünyası yıkılır, pişmanlıktan kahrolur ve hemen imanının öngördüğü çizgiye döner. Yani tövbe ederek rahatlar.  Bu düşüp kalkma, hatalarını bile daha da bilinçlenmesine vesile kılar.

Salih amel, imanla sulh içinde/barışık olan amel demektir. İmanla barışık amel, kişinin Allah ile, kendi varlığıyla ve tüm canlı cansız yaratıklarla barışık olur. Böyle bir amel, zarar vermemekle birlikte yarar sağlar. Ayetlerdeki “salih amel işleyen”  ifadesini, “imanın gereğince yararlı tutum ve davranışlar sergileyen” şeklinde dile getirebiliriz. Çünkü Müslüman bireyin iman ettiği ilkeler, hem kendine hem de başkalarına yararlı olmayı içermektedir.

Müslüman’ın yararlı/iyi olma hâli, bireysel hayatından aile hayatına, oradan meslek hayatına kadar dünya hayatının bütünüyle ilgilidir. Onun iyiliği, bölük pörçük değil, bütünlüklüdür, iç tutarlılığa sahiptir. Yararlı/iyi olmanın alanı, hayatın bütününü kapsar ve dereceleri vardır. İnsan bilgi, bilinç ve beceri donanımının elverdiği kadar hayat boyu yükselebilir. Unutmayalım, ahiret hayatının güzelliği, dünya hayatının güzelliğine bağlıdır (İsra suresi, 17:72).

Kaynak: Müslüman: İyi İnsan